400 bin bilişimci için müthiş fırsat
- Güncelleme:

Türkiye'deki bilişim sektörü hakkında bilgi veren Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, 2023'e kadar 400 bin bilişimcinin sektöre girmesi gerektiğini ifade etti.
Microsoft ve Avea, bilişim ve müşteri ilişkileri konusunda KOBİ'leri bilinçlendirmek ve deneyimleri paylaşmak amacıyla bugün Kocaeli'de bulunan Emex Hotel'de bir toplantı düzenledi. Toplantıda, Türkiye'deki bilişim sektörü hakkında bilgi veren Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, 2023'e kadar 400 bin bilişimcinin sektöre girmesi gerektiğini ifade etti.
2023'e kadar sektöre 400 bin bilişimcinin daha girmesi gerektiğini vurgulayan Çağan, şunları söyledi: "Biz, bilişimci yetiştirmek istiyorsak, biraz daha farklı hareket etmemiz gerekiyor. Biz, şu an Türkiye'de 100 bin civarında bir bilişimci olduğunu düşünüyoruz. Tahmini rakamlar, bu konuda bir kayıt kuyut yok. Biz sektörün rakamını bile tam bilmiyoruz. Türkiye Bilişim Sanayiciler Derneği olarak bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Bu 100 binin aslında 2023 yılında hedeflediğimiz yerlere gelirsek minimun beş katına çıkması gerekiyor. Bu ne demektir 400 bin tane daha bilişimcinin bu sektöre girmesi lazım. Şu an alt yapımız bunu verecek konuda değil. Ne oluyor tarih, sosyoloji okuyanlar bunlar bilişimci olacaklar. Halbuki bunları bilişimci olarak yetiştirsek, üniversitede bu konuda dahi bir ilgileniyor olsalar onlar içinde daha faydalı olur. Sektörler ve bu kişileri kullanacak firmalar içinde daha doğru olur. Yani bir eğitim bir miktar bilişimi ön plana çıkaran bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz."
Bilişim dünyasının hayatımızın her alanına girmesi ile sadece bireysel olarak değil kurumsal olarak her firmanın bilişim konusunda bilinçlenmesine dikkat çeken Çağan, şunları söyledi: "Bilişim harcamaları ve ihracatı Anadolu'ya doğru kayıyor ve artarak da devam ediyor. Bu büyümeyi yaparken, büyük küçük tüm firmalarımızı bilinçlendirmemiz gerekiyor. Türkiye'de 300 kişi civarındayız ama iş ortaklarıyla 11 bin kişilik bir aile oluyoruz. Artık bilişimsiz bir dünya yaşayamayız. İnternetten, akıllı telefonlara, tabletlere hatta hastane randevularına kadar bilişim artık tamamen hayatımızda. Artık bilişim sadece bireysel değil aynı zamanda küçük büyük tüm firmaları yakından ilgilendiren bir konu. Bunların ışığında Kocaeli Türkiye'nin en büyük şehirlerinden biri. İstanbul'dan sonra sanayileşen ilk il. Biz buradayız ve elimizden gelen her şeyi yapacağız."
Bilişim sektöründeki siber saldırılardan da bahseden Çağan, sözlerine şöyle devam etti: "Öncelikle fiziksel anlamda ne gibi tehlikeler varsa sanal ortamda aynı tehlikeler var. Nasıl fiziksel ortamda bazı şeyleri koruyorsunuz. Çok korumanıza rağmen bazı şeyler oluyor. Aynı şekilde sanal ortamda geçerli. Sanal ortamı şöyle düşünelim. Ama fiziksel ortamda evinize bir kilit takıyorsunuz en iyisini takıyorsunuz. Tamam o kadar. Sitede oturuyorsanız orada kamerası, özel güvenliği gibi oranın güvenliği çok daha fazla. Şimdi kendi data senterinizi kuruyorsunuz buraya bir güvenlik kuruyorsunuz en iyi elemanları alıyorsunuz. Güvenlik her gün yenileniyor. Bunları takip ediyor olmanız lazım. Yeni önlemler alınıyor bunları takip ediyor olmanız lazım. Yani bir yöntem. Çok büyükseniz bunu yapmanız mümkün. Ama bugün bulut bilişim dediğimiz alanda başkaları bunu sizin için bunu yapıyorlar. Siz bir yerde onun sitesinde oturuyorsunuz. O sitenin her türlü güvenliği en son teknoloji yeni bir şey çıkıyor siz duymadan onlar duyup orada önlemler alıyorlar. Bu bulut bilişim aslında getirdiği avantajlar bu alanda. Biz bir yandan tehlikelerin artacağını bir yandan önlemlerin artacağını ama daha güvenlikli yerlerde bu işin gelişeceğini düşünüyoruz."
BİLİŞİM ÜLKESİ
Türkiye'nin korsan kullanımının yüksek olduğunu belirterek bilişim ülkesi olma yolunda Türkiye'yi değerlendiren Çağan, sözlerini şöyle sürdürdü: "O konuda her zaman bazı denetimler her zaman yapılıyor. Bilişimde korsanlığın çok iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye yüksek korsan olan ülkeler arasında. Bunun tabiiki azalması, gelişmiş ülkelere baktığımızda buralarda bu oranın düşük olduğunu görüyoruz. Türkiye'de 2023 dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek istiyorsa yazılım ülkesi olmak istiyorsa, telif haklarına önem veriyor olmamız lazım. Bu da bir süreç. Bu süreçte gerek bilinçlendirme, haksız rekabet edilmesi cezalandırılması gerekiyor. Bazı firmalar cezalandırılıyor."
2023'e kadar sektöre 400 bin bilişimcinin daha girmesi gerektiğini vurgulayan Çağan, şöyle konuştu: "Biz bilişimci yetiştirmek istiyorsak, biraz daha farklı hareket etmemiz gerekiyor. Biz şuanda Türkiye'de 100 bin civarında bir bilişimci olduğunu düşünüyoruz. Tahmini rakamlar bu konuda bir kayıt kuyut yok. Biz sektörün rakamını bile tam bilmiyoruz. Türkiye Bilişim Sanayiciler Derneği olarak bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Bu 100 binin aslında 2023 yılında hedeflediğimiz yerlere gelirsek minimun 5 katına çıkması gerekiyor. Bu ne demektir 400 bin tane daha bilişimcinin bu sektöre girmesi lazım. Şuandaki alt yapımız bunu verecek konuda değil. Ne oluyor tarih, sosyoloji okuyanlar bunlar bilişimci olacaklar. Halbuki bunlara bilişimci olarak yetiştirsik, üniversitede bu konuda dahi bir ilgileniyor olsalar onlar içinde daha faydalı olur. Sektörler ve bu kişileri kullanacak firmalar içinde daha doğru olur. Yani bir eğitim bir miktar bilişimi ön plana çıkaran bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz."
Microsof'taki Türk çalışanlar hakkındaki soruları da yanıtlayan Çağan, sözlerini şöyle tamamladı: "Açıkcası bildiğim bilmediğim çok insan var. Benim duyduğum rakamlar olarak 250-300 Türk arkadaşımız var. Onun dışında dünyanın her yerinde var. Ben çok şaşırıyorum bir ülkeye gittiğimde ismini bizim isimlerden görmek. Eğitime çok ciddi destek veriyoruz."