Yeni nesil altın bilezik artık bilgi değil beceri

YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından sıra tercih listesi oluşturmaya geldi. ‘İdeal tercih listesi nasıl hazırlanır’ sorusunu Eğitim uzmanı Nur Erdem Özeren’e sorduk.
MAHMUT ÖZAY'IN HABERİ - Bilinen bazı ezberleri bozan Özeren şunları söyledi:
Öğrenciler tercih listesi hazırlarken kendi başarı sıralarını ikiye bölüp, ikiye çarpsınlar. İkiye böldüklerinde yukarı limitlerini, iki ile çarptıklarında bir miktar alt limitlerini belirler. Burada şu hata yapılmamalı. ‘Ben 100 bininci oldum 50 bin ile 200 bin arası alternatifleri sıralayacağım’ demek değil. O aralıkta bir havuz oluşturuyorsunuz, sonra dizeceksiniz. Bölümleri dizerken sıralamaya göre değil isteğe göre dizmek önemli.
Yanlış algı var. ‘Ben tercih listemde yukarıya yazarsam girme şansım artar mı’ deniliyor, hayır artmaz.
ÖSYM tercih listesini sadece şunun için kullanıyor: Sen eğer birinci sıraya program yazdıysan ‘ben senin orayı en çok istediğini varsayıp önce seni oraya yerleştireceğim’ diyor. Orası olmadıysa iki, o da olmadıysa üç...
Tercih listesinin anlamı hangi sıraya yerleşeceğin demektir. Örneğin YKS’de 200 binincisin 1. sıraya yazdın. Bir başka aday ise 150 bininci o 30. sıraya yazdı. 30’a yazsa bile ilk 29 tercihine yazamadıysa 150 bininci öğrenci 1. sıraya yazmış 200 bininci öğrencinin üstünde yer alacağı için önce o girer. Bunlara dikkat edilmesi gerekir.
AİLELER İYİ NİYETLE KARIŞIYOR
Tercih yaparken aile size karışıyorsa bunu iyi niyetle yaptığını unutmayın. Ama bazen iyilik düşünürken yanlış yapılabiliyor. Ailelere düşen görev çocuğunuzu dönemin şartlarına göre bilinçlenmesini sağlamak.
Bundan 20 yıl önceki üniversite ve iş hayatı aynı değil. Eskiden üniversite 4 yıl okunurdu, bu sürede alınan bilgi ile insanlar 25 yıl çalışır emekli olurdu.
Şimdi gençler 50 yıl çalışmak zorunda... 50 yıllık bir kariyer planı yapmaları gerekir. Sürekli değişen bir dünya içindeyiz üniversiteden aldığınız bilgiler en fazla 5 - 10 yıl gidiyor.
O DEVİR SONA ERDİ
Aileler genellikle ‘altın bilezik meslek’ olsun isterler. Mimar, mühendis, öğretmenlik gibi geçerliliği olduğunu düşündüğü meslekler. Oysa hem Türkiye’de hem de dünyada üniversiteli sayısı o kadar çok arttı ki “yeni nesil altın bilezik” artık bilgi değil “beceri”. Gençlerin gelecekte diğer insanlardan daha iyi yapabileceği, becerikli oldukları konuları seçmeleri durumda rekabette ön plan çıkma ihtimalleri yükseliyor.
Aileler en çok istediği iki bölümden örnek verelim: Tıp, Hukuk...
Türkiye’de Tıp Fakültesi kontenjanları son 10 yılda 10 binden 20 bine çıktı. Birkaç yıl içinde buradan mezun olanlar bile atanamayacak duruma gelecek. Ya da Hukuk. Türkiye’de yalnızca 10 yıl önce 25 bin olan avukat sayısı bugün 100 binin üzerinde. O yüzden hiçbir mesleğin altın bilezik durumu kalmadı. Meslek seçiminde aileler bu hususa özelikle dikkat etmeli.