Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünü durduramayacaklar
Başbakan Erdoğan, "Türkiye düşmanları, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünü durduramadı ve de durduramayacak da" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, bu ay içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 94. yıl dönümünü kutladıklarını belirterek, bu yıl dönümünün ülke, millet, cumhuriyet ve demokrasi açısından büyük önem arz ettiğine vurgu yaptı.
TBMM'nin çok büyük acılar neticesinde kurulduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu Meclis, şehitlerimizin, gazilerimizin, aziz milletimizin fedakarlıkları, cansiperane gayretleriyle kurulmuştur. Bu Meclis, bize Cumhuriyetimizi armağan etmiştir. 23 Nisan 1920 ruhu, üzerinde hiçbir vesayet, hiçbir gölge kabul etmemiştir, etmeyecektir. Zaman zaman, demokrasimizin kesintiye uğratıldığı, Meclis'in varlığının hiçe sayıldığı, milli iradenin yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Demokrasinin, hukukun, milli iradenin hiçe saydığı o karanlık dönemlerde de Türkiye büyük acılar yaşadı. Ancak, aziz milletimiz, kendisini Meclis'in, milli iradenin üzerinde gören her gücü, her oluşumu, günü geldiğinde bertaraf etti."
"Şurası bir gerçek ki; Türkiye, aziz milletimiz, her meselesini Meclis yoluyla, demokrasi yoluyla çözmeye kararlıdır" diyen Erdoğan, Meclis'e el uzatan, Meclis'i sindirmeye çalışan hiçbir gücün, milletin vicdanında karşılık bulamadığını ve bulamayacağının altını çizdi.
"Türkiye düşmanları, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünü durduramayacak"
"Türkiye, demokratikleştikçe, Türkiye üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne doğru uzanan yolculukta mesafe kat ettikçe, daha da büyüyor, daha da gelişiyor, hedeflerine, hayallerine doğru daha bir kararlılıkla koşuyor" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Türkiye düşmanları, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünü durduramadı ve de durduramayacak da… Siz bize destek oldukça, biz, sizin hayallerinizi, sizin ideallerinizi, sizin hedeflerinizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Yatırımlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, açılışlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
"1 Mayıs'ın olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, çalışanlar için büyük önemi olan 1 Mayıs kutlamalarına da yer verdi. 1 Mayıs'ı, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak, 2008 yılında Hükümet olarak kendilerinin tatil ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"1 Mayıs'ın, şiddetten, vandalizmden, çatışmadan uzak şekilde, bir emek, demokrasi ve dayanışma şöleni olarak kutlanması en büyük arzumuz. Millet olarak, geçmişte yaşanan acı ve kötü manzaraların yaşanmasını hiç arzu etmiyoruz. 1 Mayıs'ın artık coşku içinde kutlanması, olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz. İşçilerimizin, emekçilerimizin, tüm çalışanlarımızın, tahriklere boyun eğmeden, kendi günlerini bayram havasında kutlayacaklarına inanıyor; ben de tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik ediyorum."
"Ülkemiz adeta esir alınmak istendi"
Türkiye'nin meselelerini sokakta, karanlık odalarda değil sandıkta çözüme kavuşturduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Ülkemiz tercihlerini, rotasını, istikametini sandıkta belirledi. Her seçimde kazanan, milli irade oldu, Yeni Türkiye oldu, kazanan demokrasi oldu. Vesayeti savunanlar, eski Türkiye'yi savunanlar, milli iradeyi ipotek altına almak isteyenler, her defasında hezimete uğradı, her defasında sandığa gömüldü" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 30 Mart 2014'te gerçekleştirilen mahalli idareler seçiminde sözünü ettiği tablonun çok daha şedit, çok daha bariz biçimde ortaya çıktığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"30 Mart seçimleri öncesinde yaşananları lütfen hatırlayın… Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, şahsıma, çalışma arkadaşlarıma, hatta aileme yönelik son derece ahlak dışı saldırılar yapıldı. Milli iradeyi gölgelemek, demokrasiyi devre dışı bırakmak, hukuku çiğnemek suretiyle Türkiye, kutlu istikametinden saptırılmak istendi. 30 Mart öncesi yapılan saldırılar, sadece şahsımızı, sadece ailemizi, arkadaşlarımızı, hükümetimizi hedef almakla kalmadı. Ne acıdır ki ülke içindeki bazı ihanet şebekeleri ve ülke dışında bunlara lojistik sağlayan bazı örgütler tarafından, ülkemizin istiklali, istikbali, birliği, kardeşliği hedef alındı.
Her gün ortalığa saçılan ses kayıtlarıyla, montaj kasetlerle, kimi zaman görüntülerle, toplumsal değerlerimiz, dini ve manevi değerlerimiz açıkça ayaklar altına alındı. Hazreti Peygamberimizin dahi, kirli bazı örgütler tarafından son derece edepsiz biçimde istismar edildiğine, saygısızca kullanılmak istendiğine şahit olduk. Hiçbir değere hürmeti olmayan, dini, manevi, toplumsal ve insani hiçbir kutsalı tanımayan, helal ve haram kavramlarının sınırlarını kaybetmiş bir örgütün öncülüğünde, ülkemiz adeta esir alınmak istendi."
Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı odaklı olayların ardından 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimlerinin hedefinin, mevcut Hükümeti zayıflatmak, yıpratmak ve ardından da iktidardan uzaklaştırmak olduğunu belirterek, sokakları hareketlendirmek, sosyal medya aracılığıyla gençleri sokağa dökmek, şiddeti körüklemek suretiyle huzuru bozmak, ekonomiyi durdurmak, tüm kazanımlarımızı yok etmek, Türkiye'nin istikrarla büyümesini yavaşlatmak isteyenlerin bulunduğunu söyledi.
"30 Mart seçimleriyle sizlerin bize verdiğiniz mesajı çok iyi anladık"
Erdoğan, 30 Mart seçimlerinde, milletin, demokrasiye inanmayanlara, halkın iradesine güvenmeyenlere asla unutamayacakları büyük bir ders verdiğini ve bundan dolayı millete şükranlarını sunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"30 Mart seçimleriyle, sizlerin bize verdiğiniz mesajı çok iyi okudu, çok iyi anladık. Şundan emin olunuz ki istiklalimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle, örgütlerle mücadelemiz hiç hız kesmeden devam edecektir. Uluslararası merkezlerin maşası gibi çalışıp, kendi ülkesine ihanet eden örgütlerden, hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır. Sizler, 30 Mart'ta sandıkta bize bu yetkiyi verdiniz, bu talimatı verdiniz. Hiç endişeniz olmasın, bizler de vazifemizi bihakkın yerine getireceğiz."
Cumhurbaşkanlığı seçimi
Başbakan Erdoğan, 10 Ağustos'ta ilk turu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine, tam bir dostluk, kardeşlik, sükunet ve suhulet havasında girmek istediklerini vurgulayarak, halkın ilk kez cumhurbaşkanını seçeceğini, bunun 2007'de yaptıkları Anayasa değişikliği ile anayasal hükme bağlandığını hatırlattı.
Erdoğan, "Ağustos ayında ilk kez bu seçimleri gerçekleştireceğiz. Bizim aday tespit çalışmalarımız son derece hassas şekilde ilerliyor. İnşallah, kısa süre zarfında adayımızı açıklayacak, Türkiye'yi 77 milyonuyla kucaklayan bir atmosferde seçimleri gerçekleştireceğiz. Ne seçim öncesinde ne seçim sonrasında bir belirsizliğin oluşmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin ve ekonominin belirsizlik içine girmesine asla göz yummayacağız. İnşallah, Türkiye bu seçimlerden de güçlenerek çıkacak ve 2023 hedeflerine artık çok daha yakınlaşmış olacak" diye konuştu.
Kaynak: AA