KCK davası devam ediyor

KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 91'i tutuklu 205 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda görülen duruşmada, Türkçe olarak savunma yapan Ahmet Sağınç, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındıkları zaman, kendilerine karşı subjektif bir bakış açısının olduğunu, müdürlüğün duvarlarının bile ürkütücü olduğunu ve orada insanın psikolojisinin bozulduğunu belirtti. Sanık, Sağınç, yargılanan 205 kişinin içinden BDP'nin Esenler ilçesinde görev alan arkadaşlarının dışında kimseyi tanımadığını ve aleyhine olan telefon tapelerini kabul etmediğini söyledi. Tercüman aracılığıyla savunmasını yapan tutuklu sanık Lütfiye Gürbüz de hakkındaki suçlamaların tümünün BDP'deki çalışmalarından meydana geldiğini, BDP'nin yasal zeminde kurulmuş, siyasi bir parti olduğunu, yasal zeminde siyasi çalışmalarını sürdürdüğünü ve iddiaların hukuk dışı olduğunu belirtti. Sanık Gürbüz, 57 yaşında olduğunu ve 20 yıldır siyasi parti çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirerek, ''Ben bir kadın ve Kürt olarak, 3 askeri darbe gördüm. Her askeri darbeden sonra Türkiye'nin durumu daha da değişti. Her değişimde en büyük zararı Kürtler ve kadınlar gördü. Bu toprakta yaşayan insanların vicdanları olsaydı, sessiz kalmazlardı. Ben ise sessiz kalmadım. 16 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul'un birçok bölgesinde seçim çalışmaları yaptım. HADEP, DEHAP, DTP, BDP ve sivil toplum kuruluşlarında çalışmalar yürüttüm'' dedi. Bir siyaset yürüttüğünü ve bu siyasal çalışmalar kapsamında toplantılara katıldığını söyleyen Gürbüz, savunmasını şöyle sürdürdü: ''Toplantılara katıldım. Sürece göre birçok konuşma da yaptım. Hakkımda birçok kez davada açıldı. Birçoğundan beraat ettim. Siyasetçi olduğum için inanıyorum, hakkımda açılan bu davadan da beraat edeceğim. İddianamede hakkımda 8 toplantı, 2 eyleme katıldığım iddiası var. Bu toplantılarda yaptığım konuşmalar suç olarak değerlendirilmiş. Ben özgür bir şekilde fikirlerimi dile getirdim. Bu iddiaların bu çerçevede değerlendirilmesini istiyorum. Avukatlar ve diğer arkadaşlarım dile getirdiler, siyasi partilerin dinlenmesi yasal değil. Bu operasyonlar da kişilerin üzerine yapılmamıştır. Partimize yapılmıştır.'' Önceleri partilerinin kapatıldığını, şimdi ise çalışanların tutuklanarak önlerinin kesildiğini anlatan sanık Gürbüz, partilerinin içinin boşaltılmaya çalışıldığını, parti kapatılmasıyla içinin boşaltılması durumunun aynı olduğunu, ortam dinlemelerindeki konuşmalarının ters düz edildiğini, çarpıtıldığını ve suç olarak kendisinin önüne konulduğunu ifade etti. Duruşmada söz alan sanık avukatları da tüm sanıkların tahliyesini talep etti. Bir kısım sanıkların savunmaları alındıktan sonra duruşma, 18 Kasım Pazartesi gününe ertelendi.