Güney Afrikan'ın lideri Nelson Mandela hayatını kaybetti
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Haberleri
Güney Afrika'nın eski Devlet Başkanı Nelson Mandela 95 yaşında hayatını kaybetti.
Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, nbsp;Mandela'nın, evinde 'huzur içinde' öldüğünü belirtti. Akciğer enfeksiyonu nedeniyle 8 Haziran'da hastaneye kaldırılan Mandela, 1 Eylül'de taburcu edilerek evine gönderilmişti. Güney Afrika'daki ırkçı beyaz rejime karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle ömrünün 27 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren Mandela, ülkesine 5 yıl devlet başkanı olarak hizmet etmişti.Güney Afrika'nın eski Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın büyük kızı Makaziwe Mandela, durumu 5 aydır kritik olan babasının, hayatta kalabilmek için "savaştığını" belirtmişti. Makaziwe, SABC televizyonuna verdiği demeçte, "Babam hala bizimle, çok cesur... Hala bize sabır, aşk, hoşgörü dersleri verdiğini düşünüyorum" dedi. Mandela'nın ölümle mücadele ettiğini belirten Makaziwe, babasının halen savaşçı ruha sahip olduğunu vurguladı. 95 yaşındaki efsanevi lider Mandela'nın küçük kızı Zindzi, hafta sonu New York Times gazetesine yaptığı açıklamada, mantıken onun ölmekte olduğunu bildiğini ancak ruhsal açıdan buna hazır olmadığını söylemişti. Akciğer enfeksiyonu nedeniyle 8 Haziran'da hastaneye kaldırılan Mandela, 1 Eylül'de taburcu edilerek evine gönderilmişti. Güney Afrika'daki ırkçı beyaz rejime karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle ömrünün 27 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren Mandela, ülkesine 5 yıl devlet başkanı olarak hizmet etmişti.
nbsp;İşte Nelson Mandela'nın hayatı:
20. yüzyılın en tanınmış siyasal tutuklularından Nelson Rolihlahla Mandela 18 Temmuz 1918'de Güney Afrika'nın Transkei bölgesi, Thembu kabilesinde doğdu.
1937'de, Healdtown'a yerleşerek Fort Beaufort College'ta eğitimine devam etti. Burada siyasi olaylara karıştığı ileri sürülerek okuldan uzaklaştırıldı.
1942'de Witwaterstrand Üniversitesi'nin hukuk bölümünü bitirerek avukatlık yapmaya başladı.
Ülkenin ilk siyah avukatı oldu. 1944'te ırk ayrımına karşı yerli halkın kurduğu Afrika Ulusal Kongresi'ne (ANC) katıldı.
1948 yılında kongrenin Gençlik Birliği'ne sekreter ve 1950'de başkan seçildi. Mandela, rejimin ırkçı baskı politikasına karşı kitlesel mücadeleyi örgütleyenler arasında ilk sıralarda yer alıyordu.
ANC içinde yaptığı çalışmaların yanı sıra , Olivier Tambo ile avukatlık bürosu açtılar. Güney Afrika'da siyahların açtığı bu avukatlık bürosu, kısa zamanda apartheid (ırkçılık) kanunlarının haksız yere birer suçlu haline getirdiği siyahların merkezi haline geldi.
-Irkçılık karşıtlığına 27 yıl mahkumiyet-
Mandela, 1961'de (Ulusun Mızrağı) adlı yeni bir örgüt kurdu.
Örgütün amacı, ırkçı rejime karşı örgütlenecek sabotaj eylemlerini temel alan silahlı mücadele yürütmekti.
Mandela'nın örgütün gelişmesi için çalışmak, Güney Afrika dışına yolculuklar yaparak uluslararası ilişkiler kurmak ve destek aramakla geçirdiği illegal çalışma dönemi 5 Ağustos 1962'de tutuklanmasıyla sona erdi.
Yasadışı grev çağrısı yapmak ve geçerli bir pasaporta sahip olmadan Güney Afrika dışına çıkmak suçlarından 5 yıl hapse mahkum edildi.
Mandela Robben Island adasında cezasını çekerken 1963'te polis ANC'nin yer altı merkezini tutukladı ve Umkhonto örgütüne ilişkin bir dizi belge, eylem planı vb. ele geçirdi.
Mandela ve arkadaşları, açılan davanın sonunda "Güney Afrika hükümetini devirmek için gizli planlar yapmak" suçundan ömür boyu hapse mahkum edildiler.
O günden sonra Mandela, ırk ayrımına karşı mücadele eden Afrikalı siyahların sembolü oldu.
-İlk siyahi devlet başkanı-
"Dünyanın en ünlü mahkumu" olarak anılan ve ırkçılığa karşı mücadelenin bütün dünyada yoğunlaşması üzerine adı duyulan Nelson Mandela, 11 Şubat 1990'da Cape Town'daki cezaevinden çıkarak, 27 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu.
Nelson Mandela'nın başında bulunduğu Afrika Ulusal Kongresi'nin ırk ayrımına karşı uzun yıllar süren mücadelesi, 18 Mart 1992'de sonucunu verdi; siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanıyan ve Devlet Başkanı De Klerk tarafından planlanan anayasa değişikliği halk oylamasıyla kabul edildi.
"Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim" diyen Nelson Mandela 10 Mayıs 1994'de Güney Afrika'nın ilk siyah Devlet Başkanı oldu.
1962'de Lenin Barış Ödülü, 1979'da Nehrü Ödülü, 1981'de Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü, 1983'de UNESCO'nun Simon Bolivar Ödülü verildi.
15 Ekim 1993'te ise Frederik W. De Klerk ile beraber Nobel Barış Ödülü'nü aldı.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kendisine verilmesi kararlaştırılan 1992 yılı Atatürk Barış Ödülü'nü "Türk hükümetine yönelik insan hakları ihlali suçlamaları" nedeniyle kabul etmedi.
Mandela'nın 40 yıl önceki sözleri onun eşitlik ve özgürlük düşüncesini özetliyor:
"Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Uğrunda yaşadığım ideal bu ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım."
nbsp;İşte Nelson Mandela'nın hayatı:
20. yüzyılın en tanınmış siyasal tutuklularından Nelson Rolihlahla Mandela 18 Temmuz 1918'de Güney Afrika'nın Transkei bölgesi, Thembu kabilesinde doğdu.
1937'de, Healdtown'a yerleşerek Fort Beaufort College'ta eğitimine devam etti. Burada siyasi olaylara karıştığı ileri sürülerek okuldan uzaklaştırıldı.
1942'de Witwaterstrand Üniversitesi'nin hukuk bölümünü bitirerek avukatlık yapmaya başladı.
Ülkenin ilk siyah avukatı oldu. 1944'te ırk ayrımına karşı yerli halkın kurduğu Afrika Ulusal Kongresi'ne (ANC) katıldı.
1948 yılında kongrenin Gençlik Birliği'ne sekreter ve 1950'de başkan seçildi. Mandela, rejimin ırkçı baskı politikasına karşı kitlesel mücadeleyi örgütleyenler arasında ilk sıralarda yer alıyordu.
ANC içinde yaptığı çalışmaların yanı sıra , Olivier Tambo ile avukatlık bürosu açtılar. Güney Afrika'da siyahların açtığı bu avukatlık bürosu, kısa zamanda apartheid (ırkçılık) kanunlarının haksız yere birer suçlu haline getirdiği siyahların merkezi haline geldi.
-Irkçılık karşıtlığına 27 yıl mahkumiyet-
Mandela, 1961'de (Ulusun Mızrağı) adlı yeni bir örgüt kurdu.
Örgütün amacı, ırkçı rejime karşı örgütlenecek sabotaj eylemlerini temel alan silahlı mücadele yürütmekti.
Mandela'nın örgütün gelişmesi için çalışmak, Güney Afrika dışına yolculuklar yaparak uluslararası ilişkiler kurmak ve destek aramakla geçirdiği illegal çalışma dönemi 5 Ağustos 1962'de tutuklanmasıyla sona erdi.
Yasadışı grev çağrısı yapmak ve geçerli bir pasaporta sahip olmadan Güney Afrika dışına çıkmak suçlarından 5 yıl hapse mahkum edildi.
Mandela Robben Island adasında cezasını çekerken 1963'te polis ANC'nin yer altı merkezini tutukladı ve Umkhonto örgütüne ilişkin bir dizi belge, eylem planı vb. ele geçirdi.
Mandela ve arkadaşları, açılan davanın sonunda "Güney Afrika hükümetini devirmek için gizli planlar yapmak" suçundan ömür boyu hapse mahkum edildiler.
O günden sonra Mandela, ırk ayrımına karşı mücadele eden Afrikalı siyahların sembolü oldu.
-İlk siyahi devlet başkanı-
"Dünyanın en ünlü mahkumu" olarak anılan ve ırkçılığa karşı mücadelenin bütün dünyada yoğunlaşması üzerine adı duyulan Nelson Mandela, 11 Şubat 1990'da Cape Town'daki cezaevinden çıkarak, 27 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu.
Nelson Mandela'nın başında bulunduğu Afrika Ulusal Kongresi'nin ırk ayrımına karşı uzun yıllar süren mücadelesi, 18 Mart 1992'de sonucunu verdi; siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanıyan ve Devlet Başkanı De Klerk tarafından planlanan anayasa değişikliği halk oylamasıyla kabul edildi.
"Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim" diyen Nelson Mandela 10 Mayıs 1994'de Güney Afrika'nın ilk siyah Devlet Başkanı oldu.
1962'de Lenin Barış Ödülü, 1979'da Nehrü Ödülü, 1981'de Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü, 1983'de UNESCO'nun Simon Bolivar Ödülü verildi.
15 Ekim 1993'te ise Frederik W. De Klerk ile beraber Nobel Barış Ödülü'nü aldı.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kendisine verilmesi kararlaştırılan 1992 yılı Atatürk Barış Ödülü'nü "Türk hükümetine yönelik insan hakları ihlali suçlamaları" nedeniyle kabul etmedi.
Mandela'nın 40 yıl önceki sözleri onun eşitlik ve özgürlük düşüncesini özetliyor:
"Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Uğrunda yaşadığım ideal bu ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım."