Egemen Bağış'tan AB Politikasına yeni isim
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Haberleri
Egemen Bağış, "Ne mutlu ki vize vermemek için işi yokuşa süren ülkeler artık yokuşta kendilerinin kaldığını anlamışlardır" dedi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 73. Toplantısı, TBMM'de başladı. Toplantıda konuşan Bağış, demokrasinin kalbi, özgürlüğün beşiği ve milli egemenliğin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, özellikle son 11 yılda Türkiye'nin AB sürecinin arkasındaki en önemli itici güç olduğunu, ülkenin reform katalizörüne dönüştüğünü söyledi. Meclisin, 79 yıl önce bugün pek çok Batı ülkesinden on yıllarca önce Türkiye'nin kadınlarına seçme ve seçilme hakkı verdiğini anımsatan Bağış, "Çok değil 14 sene önce çatısı altında durduğumuz bu binada, başörtüsüyle girdiği için yuhalanarak bir kadınımız atılmış, gerçekten insanlık dışı bir muameleye tabi tutulmuştu. Ama artık Meclis'te milletin vekilleri bugünün her türlü hakkını rahatlıkla kullanabiliyorlar" diye konuştu. AB'ye uyum sürecinde yapılan köklü reformların bu Meclis'te yapıldığını ve 'çıkmaz' denen kanunların buradan çıktığını belirten Bağış, TBMM'nin, her zaman AB sürecine sahip çıktığını kaydetti. Bağış, "İçeride de dışarıda da hala dirençler olmasına rağmen hükümetimiz reform kararlılığından taviz vermeden yoluna devam etmektedir. Demokratikleşme paketi de adeta bizim son 11 yıllık reform irademizin, reform kararlılığımızın bir aynası olmuştur. Avrupa'nın en reformcu hükümeti şu anda Türkiye'de iş başındadır" ifadesini kullandı.'İnşallah'tan 'Nihayet'i yakaladığımız gelişmeyi kaydettik"
AB sürecinde 3,5 yıl aradan sonra bir faslın açılması, son yıllardaki en objektif ve dengeli İlerleme Raporu'nun yayınlanması ve nihayetinde vize konusundaki somut gelişmeyle Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir ivme kazandığının altını çizen Bağış, şöyle devam etti: "Bugün bu toplantımızı vize konusunda yaşanan tarihi bir gelişmeyle taçlandırmanın mutluluğunu ve heyecanını paylaşıyoruz. Evet, vizesiz Avrupa'ya artık vize aldık diyebiliriz. Mutabık kaldığımız ortak yol haritası çerçevesinde 3-3,5 yıl sonra artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Schengen bölgesine vizesiz girebileceklerdir. Dostum Füle'nin deyimiyle artık vize konusunda 'İnşallah'tan 'Nihayet'i yakaladığımız bir gelişmeyi kaydettik." Vize muafiyeti sağlanmasının, Türkiye'nin AB üyeliği ve müzakerelerde bütün fasılların açılması kadar etkili bir yakınlaşma ve bütünleşme hamlesi olacağını vurgulayan Bağış, "Ne mutlu ki vize vermemek için işi yokuşa süren ülkeler artık yokuşta kendilerinin kaldığını anlamışlardır. AB, sınırların içine hapsolmuşluğun değil, sınırsız dostluğun adresi olmalıdır. Türkiye kendi kendini vize duvarıyla tecrit eden değil, kapılarını kardeşliğe ve işbirliğine açmış bir AB görmek, onun üyesi olmak istemektedir" diye konuştu. AB ile "sıfır engel" politikası "Biz komşularla sıfır sorun ilkesiyle birlikte AB ile de aramızda sıfır engel politikasını takip ediyoruz" ifadesini kullanan Bağış, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için vize muafiyetinin bir temenniden öte bir hak olduğunu söyledi. Bağış, AB üyesi devletlerin halkları ile Türk halkı arasındaki iletişimin artırılması, karşılıklı önyargı ve yanlış algılamaların ortadan kaldırılması gerektiğinin de altını çizerek, "Vize duvarlarının yıkılmasıyla birlikte göreceğiz ki Avrupa'daki birçok önyargı duvarı da onlarla birlikte yıkılacaktır. Çünkü kapıların açılması, aynı zamanda gönüllerin ve zihinlerin de açılması anlamına gelecektir. Bunun için de zihinlerdeki vizeleri kaldırmamız için vize duvarının kalkması çok önemlidir" dedi.
"Başbakanımızın yeni müjdelerle döneceğine inanıyoruz"
AB sürecinde 22. faslın açılmasının önemli bir gelişme olduğunu ancak yeterli olmadığını kaydeden Bağış, "Her 3,5 yılda bir fasıl açarsak Türkiye 70 yıl daha AB üyeliği peşinde durmaz" değerlendirmesinde bulundu. Bağış, 22. faslın ardından başta 23. ve 24. fasıllar olmak üzere yeni başlıkların müzakerelere açılması için daha fazla vakit kaybedilmemesi gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 21 Ocak'ta Brüksel'i ziyaret edeceğini hatırlatan Bağış, "Bu ziyaretin de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir miladın başlangıcı olacağına inanıyoruz. Brüksel'den Sayın Başbakanımızın yeni müjdelerle Türkiye'ye döneceğine inanıyoruz" diye konuştu. Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye AB'ye ilk başvuruyu yaptığı gün doğan çocuklar bugün 54 yaşında. Hiçbir ülkenin vatandaşı böyle bir beklemeyle ve kaderle baş başa kalmadı. Hiçbir ülke Türkiye'nin maruz bırakıldığı çifte standarda mahkum edilmedi. Artık Türkiye-AB ilişkilerini engellemenin hiçbir fayda getirmediği herkes tarafından anlaşılmıştır. O halde gelin hep birlikte el ele vererek bu tünelin ucundaki ışığa hep birlikte yürüyelim."
AB sürecinde 3,5 yıl aradan sonra bir faslın açılması, son yıllardaki en objektif ve dengeli İlerleme Raporu'nun yayınlanması ve nihayetinde vize konusundaki somut gelişmeyle Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir ivme kazandığının altını çizen Bağış, şöyle devam etti: "Bugün bu toplantımızı vize konusunda yaşanan tarihi bir gelişmeyle taçlandırmanın mutluluğunu ve heyecanını paylaşıyoruz. Evet, vizesiz Avrupa'ya artık vize aldık diyebiliriz. Mutabık kaldığımız ortak yol haritası çerçevesinde 3-3,5 yıl sonra artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Schengen bölgesine vizesiz girebileceklerdir. Dostum Füle'nin deyimiyle artık vize konusunda 'İnşallah'tan 'Nihayet'i yakaladığımız bir gelişmeyi kaydettik." Vize muafiyeti sağlanmasının, Türkiye'nin AB üyeliği ve müzakerelerde bütün fasılların açılması kadar etkili bir yakınlaşma ve bütünleşme hamlesi olacağını vurgulayan Bağış, "Ne mutlu ki vize vermemek için işi yokuşa süren ülkeler artık yokuşta kendilerinin kaldığını anlamışlardır. AB, sınırların içine hapsolmuşluğun değil, sınırsız dostluğun adresi olmalıdır. Türkiye kendi kendini vize duvarıyla tecrit eden değil, kapılarını kardeşliğe ve işbirliğine açmış bir AB görmek, onun üyesi olmak istemektedir" diye konuştu. AB ile "sıfır engel" politikası "Biz komşularla sıfır sorun ilkesiyle birlikte AB ile de aramızda sıfır engel politikasını takip ediyoruz" ifadesini kullanan Bağış, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için vize muafiyetinin bir temenniden öte bir hak olduğunu söyledi. Bağış, AB üyesi devletlerin halkları ile Türk halkı arasındaki iletişimin artırılması, karşılıklı önyargı ve yanlış algılamaların ortadan kaldırılması gerektiğinin de altını çizerek, "Vize duvarlarının yıkılmasıyla birlikte göreceğiz ki Avrupa'daki birçok önyargı duvarı da onlarla birlikte yıkılacaktır. Çünkü kapıların açılması, aynı zamanda gönüllerin ve zihinlerin de açılması anlamına gelecektir. Bunun için de zihinlerdeki vizeleri kaldırmamız için vize duvarının kalkması çok önemlidir" dedi.
"Başbakanımızın yeni müjdelerle döneceğine inanıyoruz"
AB sürecinde 22. faslın açılmasının önemli bir gelişme olduğunu ancak yeterli olmadığını kaydeden Bağış, "Her 3,5 yılda bir fasıl açarsak Türkiye 70 yıl daha AB üyeliği peşinde durmaz" değerlendirmesinde bulundu. Bağış, 22. faslın ardından başta 23. ve 24. fasıllar olmak üzere yeni başlıkların müzakerelere açılması için daha fazla vakit kaybedilmemesi gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 21 Ocak'ta Brüksel'i ziyaret edeceğini hatırlatan Bağış, "Bu ziyaretin de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir miladın başlangıcı olacağına inanıyoruz. Brüksel'den Sayın Başbakanımızın yeni müjdelerle Türkiye'ye döneceğine inanıyoruz" diye konuştu. Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye AB'ye ilk başvuruyu yaptığı gün doğan çocuklar bugün 54 yaşında. Hiçbir ülkenin vatandaşı böyle bir beklemeyle ve kaderle baş başa kalmadı. Hiçbir ülke Türkiye'nin maruz bırakıldığı çifte standarda mahkum edilmedi. Artık Türkiye-AB ilişkilerini engellemenin hiçbir fayda getirmediği herkes tarafından anlaşılmıştır. O halde gelin hep birlikte el ele vererek bu tünelin ucundaki ışığa hep birlikte yürüyelim."