Aşırı sıcak organ kaybına bile neden olabilir

Düzenleyen:
Aşırı sıcak organ kaybına bile neden olabilir

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Haberleri

Kapsal: ''Özellikle havada bulunan nemin yüzde 70'in üzerine çıktığı dönemlerde vücut terleme özelliğini kaybeder''. Bu nedenle vücut ısısı da artar.

İstanbul  Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Kronik Durumlar Şube  Müdürü Kapsal: Tüm bunlar da kalbin gereğinden fazla çalışmasına, kişinin ateşinin yükselmesine,  organ yetersizliğine, hatta şuur kaybına kadar gidebilecek ciddi rahatsızlıklara  sebep olur. Güneş ışınlarının dik geldiği 11.00-16.00'da denize  girilmemelidir. Bu saatlerin dışında denize girmek isteyenler güneşten koruyucu  en az 15 koruma faktörlü krem ile şapka ve gözlük kullanmalı. Uzun süre  kesintisiz güneşlenilmemeli"

 
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü  Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Kronik Durumlar Şube Müdürü Gülşen Kapsal, nemin  yüzde 70'in üzerinde olduğu dönemlerde vücudun terleme özelliğini kaybettiğini,  bunun da vücut ısısının artmasına neden olduğunu belirterek, "Bunlar da kalbin  gereğinden fazla çalışmasına, kişinin ateşinin yükselmesine, organ  yetersizliğine, hatta şuur kaybına kadar gidebilecek ciddi rahatsızlıklara sebep  olur." dedi. 
 
Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının da arttığını, bu  nedenle metabolizmanın yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını dile getiren  Kapsal, vücut ısısının dengede terlemeyle tutulduğunu ancak aşırı sıcaklarda  sadece bu etkenin dengeyi sağlayamayacağını aktardı.
 
Kapsal, yaşlı, bebek ve kronik hastalığı olanlarda terleme  mekanizmasıyla vücut ısısının dengede tutulmasının her zaman mümkün olmayacağına  işaret ederek, dış ısının 40 derece ve üzerine çıktığı durumlarda vücudun kendini  koruma özelliğinin de azalacağını vurguladı.
 
Gülşen Kapsal, aşırı sıcak dolayısıyla oluşabilecek rahatsızlıklara  ilişkin şu bilgileri verdi: "Özellikle havada bulunan nemin yüzde 70'in üzerine çıktığı dönemlerde  vücut terleme özelliğini kaybeder. Bu nedenle vücut ısısı da artar. Tüm bunlar da  kalbin gereğinden fazla çalışmasına, kişinin ateşinin yükselmesine, organ  yetersizliğine, hatta şuur kaybına kadar gidebilecek ciddi rahatsızlıklara sebep  olur. Dolayısıyla 60-65 yaş ve üzerindeki kişilerle, bebek ve çocuklar, bakıma  ihtiyaç duyanlar ve hamilelerin bu dönemde özellikle dikkatli olması gerekiyor.  Ayrıca açık alanda çalışanlar, aşırı kilolular, şeker, hipertansiyon, kalp-damar,  beyin-damar hastalıklarının yanı sıra, psikolojik, karaciğer, böbrek ve kronik  solunum sistemi sorunlarıyla mücadele edenlerin tedbir alması önerilir. Öte  yandan özellikle tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçlarını  sürekli kullanan hastaların da sıcak havalarda dikkatli olması gerekmektedir."
 
  
 Kapsal, sıcaktan korunmak için yapılması gerekenleri ise şöyle  anlattı: "Günün en sıcak zaman dilimi olan 11.00-16.00'da mecbur kalınmadıkça  dışarı çıkılmamalıdır. Dışarıda çalışması gerekenlerin mümkün olduğunca güneş  altında, aşırı hareketlerden kaçınması, koruyucu şapka kullanmaları ve bol sıvı  tüketmeleri gerekir. Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı  dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli, geniş kenarlı ve hava  delikleri olan şapkanın yanı sıra, güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş  gözlüğü kullanılmalıdır."
 
Güneş ışınlarının dik geldiği 11.00-16.00'da denize girilmemesi  önerisinde bulunan Kapsal, "Bu saatlerin dışında denize girmek isteyenler  güneşten koruyucu en az 15 koruma faktörlü krem ile şapka ve gözlük kullanmalı.  Uzun süre kesintisiz güneşlenilmemeli." ifadelerini kullandı.
 
Kapsal, yoğun fiziksel aktivitelerin de sabah ve akşam saatlerinde  yapılmasını önererek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
 
"Her bir saatlik spor için en az 2-4 bardak sıvı alınmalıdır. Ağır  fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar,  günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir. Bebekler ise  bu açıdan daha sık izlenmelidir. Bebek, çocuk, engelli ve hayvanlar kapalı  yerlerdeki ve park halindeki araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Araçların iç  ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselmektedir. Araç  terk edilirken herkesin dışarı çıktığından emin olunmalıdır."
 
"Vücut ısısının yükselmesini önlemek için sık duş alın"
 
Sıcak havalarda kapalı alanların da düzenli ve iyi havalandırılması  gerektiğini dile getiren Kapsal, "Güneş gören pencereler perde ve güneşliklerle  gölgelendirilmelidir. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı,  bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla  ıslatılmalı veya silinmelidir." diye konuştu.
 
Gülşen Kapsal, özellikle yaşlı ve çocuklar için kat kat kıyafetler  yerine pamuklu, vücudun nefes almasını sağlayacak giysilerin tercih edilmesi  gerektiğini belirterek, bu dönemde beslenmeye ilişkin de şu tavsiyelerde bulundu:
 
"Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre sıvı  tüketilmelidir. Kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler bulunmalı,  kafein içeren içecekler yerine de süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki  çayları tercih edilmelidir. Yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden  kaçınılmalı, yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. Yemekleri  pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda  pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Vücut direncini artırmak  ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlamak için bol  miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir. Terlemeyle artan sıvı ve mineral kaybının  önlenmesi için her zamankinden daha fazla miktarlarda sıvı alınmalıdır. Sıvı  alımında su içmek esas olmakla beraber, su dışında sıvı alımında kahve, çay ve  gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu gibi ürünler tercih edilmelidir.  Eğer doktor tarafından sıvı alımı kısıtlanmış veya idrar söktürücü ilaç  kullanılması söz konusu ise ilgili doktora başvurmak gerekir."
 
Kapsal, mide kramplarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu  içeceklerin tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, kafein, alkol ve fazla  miktarda şeker içeren içeceklerin daha fazla sıvı kaybına yol açtığı için  tüketilmemesini, dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin de tercih edilmemesini  önerdi.
 
Çabuk bozulma riski olan et, yumurta, süt, balık gibi ürünlerin açıkta  bekletilmemesi tavsiyesinde bulunan Kapsal, besinlerin hazırlanması ve  pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmesi gerektiğini  sözlerine ekledi.
 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...