Tayfun sonrası Filipinler'in hali, Enkaz yığınları ölüm kokuyor!

Sokaklar alabildiğine yıkıntı, binalar suya gömülmüş. Sokaklar çamur deryası ve burun sızlatan bir koku var!
Geçen cuma gününden başlayarak saatteki hızı 379 km'ye varan şiddetle ülkeyi yıkan Haiyan tayfunu sonrası başta "onbinlerce ölü olduğu" şeklinde iddialar muhtelif. Ancak var olan gerçek şu ki, bundan tam 3 yıl 3 ay önce geldiğim ve bir Ramazan ayı boyunca adım adım dolaştığım o Filipinlerden eser yok. Ülkenin orta kesimindeki Cebu adasında otel lobisinde karşılaştığım üç çocuklu çift, "Sakın tayfunun vurduğu bölgeye gitmeyin. Biz canımızı zor kurtardık. Siz yabancısınız, yanınızda yiyecek varsa daha da tehlike altındasınız" dese de deniz otobüsüne yöneldim. İstanbul'dan çıkalı neredeyse 30 saat olmuş. Önce İstanbul-Kore oradan başka bir uçakla felaket bölgesine en yakın Filipinler'in Cebu adası, oradan da Haiyan tayfununun en çok etkilediği Ormoc'a gitmem gerekecek. İHH İnsani Yardım Vakfı'ndan arkadaşlar benden üç gün önce bölgeye ulaşmış. Ömer Kesmen ve Serkan Nergis, bölgenin her geçen gün daha iyiye gittiğini ancak halen afetin boyutları hakkında net bir bilgi sahibi olamadıklarını aktarıyor. Uluslar arası yardım kuruluşlarının bölgeye akın ettiğini ancak yaraları sarmak adına acil müdahalenin yetersiz olduğunu, bölgedeki hava ve deniz limanlarının ağır hasar gördüğünü bu sebeple yardımların ulaştırılmasında güçlük yaşandığını belirtiyorlar. İçinde bulunduğumuz deniz otobüsü bizim gibi gazeteci ve yardım ekipleriyle dolu. Tek tük yakınlarını görmeye gidenler var. Okyanus ortasında deniz otobüsünün motorları duruyor. Bir anons, "Pervanelere isabet eden tahta parçaları sebebiyle bir süre bekleyeceğiz…" Yarım saati aşkın bir süre akıntının yerleşim alanlarından sürükleyip getirdiği enkazın uzaklaşmasını bekliyor yeniden hareket ediyoruz. Hava kararmaya yüz tuttuğunda Ormoc'un çatısı uçmuş hayalet binaları ardından da iskele görünüyor. Günlük iki deniz otobüsü seferinin olduğu şehirde imkanı olan herkes şehri terketmek için iskeleye koşmuş. İnmemizi dahi beklemeden otobüsün içine akın ediyorlar. Yağmur eşliğinde iskeleden geçip şehrin sokaklarına adım atıyorum. Etrafımızı saran meraklı gözler, bir süre sonra "Açız… su, yemek lütfen" sözleri ile temasa geçiyor. Sokaklar alabildiğine yıkıntı, binaların bir çoğu sokaklara kapanmış, devasa çatılar yerlerinden uçmuş, sahil şeridindeki binaların çoğu suya gömülmüş yukarıdan silüet halinde görülüyorlar. Sokaklar çamur deryası, insanın burnunu sızlatan ağır bir koku. Hava gittikçe kararıyor. Birkaç motorsiklet ve aracın aydınlattığı sokaklarda ilerledikçe sağlam kalan binaların etrafında kümelenmiş insanlar görülüyor. Yıkılan evlerinden kurtardıkları birkaç parça eşyayla bir geceyi daha sabahla buluşturmanın telaşında. Mum ışıkları ve gaz lambaları ile aydınlatılan bazı işyerleri, uzun kuyruklara eve sahipliği yapıyor. Yağmur şiddetini giderek artırıyor. Hafif hafif esen rüzgarla birlikte sokaklar bir anda boşalıyor. Yeni bir tayfun beklentisinin korkusu insanların iliklerine kadar işlemiş. Lobideki kadın görevli, "Sir, elektrik yok, su yok, yiyecek yok. Benzin bulabilirsek belki bir süreliğine size elektrik verebiliriz. Bu şartlar altında burada kalmayı kabul ediyorsanız" Kabul etmeyip te ne yapacağız? Başımızı sokacak bir yer olsun yeter.
Zifiri karanlık bir geceye çatılardan sarkan saçların gıcırtıları eşlik ediyor. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte tayfunun yerle bir ettiği Taclobon'a doğru yol alacağız. Fısıltı gazetesinin Filipinler'deki baskısında yer alan haberlere göre, Tacloban'da yardım kamyonlarının önü kesiliyor, yağmacılar iki kişiyi öldürdü. Gidip bakacağız…
FİLİPİNLER'DEN EN ÇARPICI KARELER-FOTO GALERİ
![]() |
HER YER ENKAZ YERİNE DÖNDÜ
Ormoc'a zorlu bir deniz yolculuğu sonrası ulaştığımızda bir yıkım manzarasıyla karşılaşıyoruz. Devasa çatılar yerlerinden uçmuş, sahil şeridindeki binaların çoğu suya gömülmüş. Halk yıkıntıların arasında günlük hayatını sürdürmeye çalışıyor.
OSMAN SAĞIRLI
TÜRKİYE GAZETESİ