Pentagon'dan WSJ'ye yalanlama

Wall Street Journal'ın Türkiye ve ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölgeler oluşturulması yolunda görüşmeler yaptığı iddiasının ardından Pentagon'dan 'Suriye'deki insani krize tampon bölgenin çözüm olmayacağı' açıklaması geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki ise güvenli bölge konusunda Türkiye'yle görüşmelerin sürdüğünü ancak henüz bir karar vermediklerini belirtti.


Pentagon Sözcüsü Binbaşı Steve Warren, "Türklerle müzakere halindeyiz. Şu anda tampon bölgenin kuzey Suriye'deki insani krizi hafifleteceğine inanmıyoruz" dedi. Warren, "Suriye'deki insani krize en iyi çarenin ne olabileceği" sorusuna da "Irak ve Şam İslam Devleti üzerinde baskı uygulamaya devam etmek" yanıtını verdi.

Pentagon Basın Sözcüsü Vanessa Hillman ise Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Türk hükümeti uçuşa yasak bölge ve bununla bağlantılı tampon bölgeler fikrini uzun süredir dile getiriyor. Türk dostlarımızla samimi görüşmelerimiz söz konusu olduğunda hiçbir şey masanın dışında olmaz ve bu teklifin bizim ortak amaçlarımızı ileriye götürecek bir versiyonunun olup olmadığını belirlemeye dönük görüşmelerimizi devam ettireceğiz ancak şu anda açıklayacağım bir unsur yok" dedi.


BEYAZ SARAY DA OLUMLU BAKMIYOR


Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest de günlük basın toplantısında, "Birçok kereler açıkça belirttiğimiz gibi Türklerle bu konuyu konuşmaya açık olmamıza rağmen -bu tür konularda onların fikirlerine kesinlikle değer veriyoruz- şu noktada spesifik uçuşa yasak bölge önerisinin, Suriye'deki durumun çözülmesi çabaları kapsamında tanımladığımız çıkarlara en iyi hizmet eden şey olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye'deki müttefiklerimizden gelen önerilere de açık olmaya devam edeceğiz ama şu aşamada uçuşa yasak bölgenin ihtiyaca uygun olduğuna inanmıyoruz" dedi.


'KARARIMIZI VERMEDİK'


ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki ise güvenli bölge konusunda Türkiye'yle görüşmelerin sürdüğünü ancak henüz bir karar vermediklerini belirtti. Günlük basın toplantısında Wall Street Journal gazetesinin Türkiye ile ABD arasında güvenli bölge konusunda fikir ayrılıklarının azaldığı ve anlaşmanın yakın olduğu haberine ilişkin soruları cevaplandırdı. Türkiye ile haftalardan bu yana aktif bir şekilde görüşmelerin sürdüğünü belirten Psaki, görüşmelerde ele alınan konuların birinin de iki ülkenin ortak kaygısı durumundaki sınır güvenliği olduğunu dile getirdi. Görüşmelerde Türkiye'nin birçok teklif sunduğunu kaydeden Psaki, "Bu süreçte onların görüşlerini duymaya, onları dinlemeye ve tekliflerine açık olduk. Çeşitli fikirler sundular" dedi. Türkiye ile hâlâ bazı görüş ayrılıklarına sahip olduklarını kaydeden Psaki, "Herhangi bir güvenli bölge şeklinin uygulanmasına dair bir karar vermiş değiliz" şeklinde konuştu.


WSJ: TÜRKİYE VE ABD ANLAŞMAYA ÇOK YAKIN


Türkiye ve ABD'nin IŞİD'le mücadele konusundaki görüş ayrılıklarını büyük oranda giderdiği öne sürüldü. Ancak görüşmeler sırasında ABD'nin, Suriye sınırında kapsamlı bir uçuşa yasak bölge oluşturumasını talep eden Türkiye'nin bu önerisini reddettiği belirtildi.
Wall Street Journal'ın haberine göre, Türk ve ABD'li yetkililer, ele aldıkları anlaşma kapsamında, Suriye sınırı boyunca güvenli bölge oluşturulmasını görüşüyor. Esad rejimine yasaklanacak bu bölgenin Batılı devletlerce desteklenen muhalif güçlere ve mültecilere sığınak oluşturması planlanıyor.
Gazeteye konuşan yetkililer, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin İncirlik dahil Türk üslerini kullanarak bölgede devriye gezeceğini ve Türkiye'den sınırı geçen muhalifleri olası saldırılara karşı koruyacağını söyledi.
Yetkililere göre, uçuşa yasak bölgenin kuzey Suriye'nin üçte birini kapsamasını isteyen Türkiye'nin talebi, bu derece büyük bir müdahalenin Esad rejimine savaş açmak anlamına gelebileceğini düşünen Obama yönetimi tarafından reddedildi.
Haberde, resmen uçuşa yasak bölge ilan etmek yerine, sınır boyunca daha dar bir güvenli bölge oluşturulmasını öngören ABD'nin, böylece Suriye'nin hava savunma sistemlerini saf dışı bırakmak zorunda kalmayacağı belirtildi. ABD'nin bunun yerine, Esad rejimine söz konusu bölgeden uzak durması gerektiği yönünde uyarıda bulunmayı, aksi takdirde misillemeyle karşılaşabileceğinin sinyalini vermeyi tercih ettiği öne sürüldü.