Mısır unutuldu, gündem küçük İngiliz prens

İngiltere'nin yeni veliahtı doğarken, Mısır'da halkın kurşunlanması dünya medyasının ilgisini çekmedi. 3 Temmuz'dan beri Batı'nın "darbe" bile demekten kaçındığı askeri müdahaleye karşı demokrasi mücadelesi veren Mısır halkı ülkenin 11 büyük şehrinde önceki gece iftar sonrası bir sel gibi sokaklara aktı. Dünya medyası ise gözünü tamamen akşam saatlerinde İngiltere Kraliyet ailesinin gelecekteki varisinin doğumuna çevirmişti. Mısır'da, "Darbeyi Red ve Meşruiyete Destek için Ulusal İttifak" hareketinin "Meşruiyetin dönüşü" adıyla çağrıda bulunduğu milyonluk gösterilerin düzenlendiği başkent Kahire yine bir büyük acıya daha sahne oluyordu. Daha önce sabah namazı esnasında askerlerin açtığı ateş sonucu 53 kişinin hayatını kaybettiği 8 Temmuz'dan sonra bir defa daha göstericilere kurşun yağdı. Rabiatu'l Adeviyye ve Giza şehri yakınlarındaki Nahda meydanlarında göstericilere önce "zırhlı araçlar"dan yoğun gözyaşartıcı gaz atıldı. Ardından görgü şahitlerine göre meydana hakim binalardan keskin nişancıların av tüfekleriyle açtıkları ateşte 9 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı. Ölenlerin çoğu ise barışçı şekilde "oturma eylemi" yapan kişilerdi. Göstericilerden bir kısmı av tüfeğinden çıkan saçmalarla, bazıları kesici aletler ve atılan kaldırım taşlarıyla yaralandı. Kahire'nin değişik bölgelerinde askeri darbeye karşı düzenlenen protesto gösterilerinde yaralanan onlarca kişi sahra hastanelerine getirildi. Aralarındaki kadın ve çocukları başka bölgelere nakleden göstericiler saldırıya taş ve havai fişekle karşılık verdi. Kanlı saldırıya rağmen birbirine kenetlenen demokrasi yanlısı Mısırlılar meydan yakınındaki El İttihadiye Sarayı'na doğru yürüdü. Yürüyüşü engellemeye çalışan Baltacı adlı suç gruplarıyla çıkan çatışmada ise en az 40 kişi yaralandı. Saldırılardan önce zırhlı araçlardan gözyaşartıcı gazın atılmasının ardından, kurşunların yağması ve akabinde Baltacıların devreye girmesi olayların güvenlik güçlerinin kontrolünde organize edildiği yönündeki kanaati güçlendirdi. Çatılardan ateş açanların güvenlik güçlerinin korumasında olduğu ileri sürüldü. Türkiye'deki Gezi Parkı olaylarında polisin müdahalesini haftalarca manşetlerde tutan başta BBC, CNN gibi dünya medyasının önde gelen kanalları tamamen kraliyet?doğumuna odaklandı. 350'den fazla gazeteci ve naklen yayın araçları doğumu takip ederek küçük Prensi dünya gündemi yaptı. The Sun gazetesi ismini "The Son" (erkek evlat) yaparken, Londra'nın en yüksek kulesi BT?Tower'dan da müjde verildi. Küçük Prens için yapılan harcamaların ve alışverişin 304 milyon euroya ulaştığı bildirildi.