'Kudüs'te ezan sesinin susmasına izin veremeyiz'

Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Emel Cadu, Filistin halkının genel anlamda "İsrail işgali" altında yaşaması nedeniyle hürriyetten mahrum olduğunu söyledi. 5 binden fazla Filistinlinin İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunduğunu dile getiren Cadu, bu kişilerin çoğunluğunu işgale karşı politik faaliyetlerde bulunan tutukluların oluşturduğunu ifade etti.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) 12 Şubat'tan bu yana gözaltında tutulan, Gazze Şeridi'ndeki çalışanı Filistin uyruklu Muhammed Murteca'nın tutuklanmasının da bu kapsamda olduğunu söyleyen Cadu, "Murteca tutuklandı çünkü o bir Filistinli ve İsrail herhangi bir Filistinliyi tutuklayabilir. Tüm tutuklamaları kınıyoruz." diye konuştu. Cadu, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması için uluslararası ortaklarıyla birlikte çalıştıklarını vurguladı.

Ezan yasağı

Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Cadu, İsrail'de ezanın 23.00-07.00 saatleri arasında hoparlörle okunmasının yasaklanmasına ilişkin kanun tasarısının, din ve ibadet özgürlüğünün yanı sıra uluslararası hukuk ve insan hakları yasalarına aykırı olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu tasarının geçmesini önlemek için Türk Dışişleri ve diğer ülkelerle birlikte çalışmalarının önemine değinen Cadu, "İslam bu kutsal topraklara girdiğinden bu yana bu ezan sesi asla susmadı ve Kudüs'te ezan sesinin susmasına izin veremeyiz." ifadesini kullandı.

"Kudüs ile özel bir bağımız var"

Cadu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Büyükelçiliklerinin Kudüs'e taşınmasına yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine, taraflar arasındaki çatışmanın temelinde olan Kudüs ile Filistinliler, Müslümanlar ve Araplar olarak özel bağları olduğunun altını çizdi.

Bu konuda uluslararası yasalar ve ayrıca yine uluslararası toplumda oluşmuş bir algı olduğuna dikkati çeken Cadu, bunun Filistin-İsrail çatışmasını iki devletli yapı olarak çözülmesini öngördüğünü söyledi. Cadu, şöyle devam etti:

"Filistin devletinin başkenti 1967 sınırlarında öngörüldüğü gibi Doğu Kudüs'tür. Dolayısıyla büyükelçiliğin taşınması uluslararası konsensüs ve yasalara aykırıdır. Çünkü bu topraklar 1967 yılında işgal edilmiştir ve bu nedenle ABD böyle bir adım atmamalıdır. Böyle bir durum İsrail-Filistin meselesinde yankı uyandırır ve bu konunun geleceğini engeller. Böyle bir adımla ayrıca çatışmayı sadece İsrail ile Filistin arasında olmaktan çıkartarak tüm Arap ve Müslüman coğrafyasına yayılmasına neden olur. Çünkü, hiç kimse Doğu Kudüs'ün İsrail'in bir bölgesi olarak ilhak edilmesini ve ABD'nin büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımasını kabul etmez."

Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi

Cadu, Türkiye'nin kendilerine barış süreci konusunda istikrarlı şekilde destek verdiğinin altını çizdi.

Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Cadu, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki düzelmenin, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'nın geçen günlerde Filistin'i ziyaret etmesine ve bu alanda anlaşmalar yapmalarına da imkan sağladığını söyledi.

Siyasi anlamda Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesinin Türkiye'nin Filistin'e bağlılığını etkilemediğini vurgulayan Cadu, "Ancak ilişkilerin normalleşmesi belki de taraflar arasında köprüler kurulmasına imkan sağlayabilir." ifadesini kullandı.