Kaşgar'da tarihe yolculuk
Kaşgar'ın tarihi binaları ve kerpiç evleri ziyaretçilerini zaman içinde yolculuğa götürüyor.
Tarihi İpek Yolu'nun önemli merkezlerinden Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin Kaşgar kentinde, tarihi binalar ve kerpiç evler ziyaretçileri geçmişe götürüyor.
Şehrin iki bin yıllık dokusunun yoğun bir şekilde hissedildiği eski kent bölgesindeki pazarda, bakır atölyelerinden yükselen çekiç sesleri, meyve arabalarındaki kavun ve karpuzun canlı renkleri ve hemen hemen her yerde rastlanabilecek tandırdan çıkan taze börek ve ekmeğin kokusu kentin tarihi havasını hissettiriyor.
Kaşgar'da konaklama amacıyla kullanılan bazı tarihi binalar, büyük avluları ve alt kattaki dinlenme mekanlarıyla kervansarayları anımsatıyor.
Çin'in en büyük camilerinden, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin ise en büyük camisi olan 15. yüzyıldan kalma İd Kah Camisi, Kaşgar'daki eski şehrin göbeğinde bulunuyor. 16 bin 800 metrekare alana kurulu ve 20 bin kişi kapasiteli camide cuma namazlarında 7 bine yakın kişi bir araya geliyor.
Kentin tarihi mekanları, geçmişte olduğu gibi hem ibadet hem de alışveriş yerleri olarak kullanılıyor. Tarihi Kaşgar kentinin simgesi haline gelen, Türk İslam tarihinin önemli isimlerinden Yusuf Has Hacib ve Kaşgarlı Mahmud'un türbeleri, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olurken, Opal köyünde Kaşgarlı Mahmud türbesinin bulunduğu alandaki mescide halk cuma namazı kılmaya geliyor ve namazın ardından alanda kurulan pazarda alışverişini yapıyor.
Kaşgar'ın diğer kutsal mekanlarından Abak (Afak-Apakh) Hoca Külliyesi'ne halk, sık sık dua etmeye geliyor. Döneminin önde gelen devlet adamı ve alimlerinden biri olan Abak Hoca'nın (Hoca Hidayetullah), bölgede birçok din adamı yetiştirdiği belirtiliyor.
Abak Hoca Külliyesi içindeki türbe ve yakınındaki mezarlıkta Abak Hoca'nın 5 kuşaktan 72 aile yakının mezarı bulunuyor. Külliyedeki cami ve türbe açık ancak eğitim mekanlarının kapılarına vurulmuş kilitler dikkati çekiyor.
- Kaşgar'da ramazan
İd Kah Camisi'nin yakınındaki eski pazarda meyve, etli ekmek, börek, dondurma ve meyve suları satılıyor. Caminin çevresindeki dükkanlar, iftar saatinin gelmesiyle kapatılıyor, esnaf orucunu açmak üzere aile ve arkadaşlarıyla bir araya geliyor.
İftar vakti hurma, kavun ve karpuz ikram edilirken, pilav ve et gibi sindirilmesi zor yemekler ise sahura kadar ara öğün olarak tüketiliyor.
İftardan sonra serin havayı fırsat bilen aileler çocuklarıyla yürüyüşe ve alışverişe çıkıyor. 7'den 70'e Müslümanlar, teravih namazı için bölgedeki camileri dolduruyor.
Oruç tutmayanlar ise gündüz saatlerinde işletme sahipleri tarafından lokantaların içindeki arka kısımlara yönlendiriliyor.
Kaynak: AA