Kanayan yara: Srebrenica, Gazze ve Rohingya

Kanayan yara: Srebrenica, Gazze ve Rohingya
DÜNYA Haberleri

İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği 'soykırım' birinci yılında, bir diğer kanayan yara Srebrenitsa ise yirminci yılını dolduruyor.

İsrail'in Gazze'ye 8 Temmuz 2014'te başlattığı ve 2200'den fazla insanın katledildiği saldırıların üzerinden tam bir yıl geçti. Yeniden inşa için gerekli malzemelerin sadece yüzde 1'i bölgeye ulaştı. BM'ye göre, Gazze'nin yeniden inşası 30 yıl sürebilir.
8 TEMMUZ 2014...
İsrail ordusu Gazze Şeridi'ne yoğun bombardıman başlattı. Saldırılar 51 gün sürdü. 2 bin 205 Filistinli katledildi. 100 binden fazla Filistinli de artık evsizdi.
51 GÜN SÜRDÜ
İsrail yönetimi, Gazze'ye ölüm ve yıkımlarla dolu haftalar yaşatmasına gerekçe olarak 12 Haziran 2014'te Batı Şeria'daki Gush Etzion yerleşim biriminde kaybolduğunu açıkladığı üç Yahudi yerleşimcinin cesetlerinin bulunmasını gösterdi. İsrail bu ölümlerden Hamas'ı sorumlu tuttu. Hava saldırılarını gözaltı ve tutuklamalar takip etti. İsrail'in bu saldırılarına karşılık Gazze tarafından roketler atıldı. Bu sürecin ardından İsrail 8 Temmuz 2014'te "Koruyucu Hat Operasyonu" adını verdiği saldırılarını başlattı. Ramazan'da başlayan saldırılar 51 gün sürdü. BM'ye göre 2 bin 205 Filistinli hayatını kaybetti. Bunlardan bin 483'ü sivil, 521'i çocuk, 283'ü kadın. İsrail tarafından ise 66 asker, bir güvenlik koordinatörü ve 4 sivil öldü. Bir yabancı uyruklu sivil de yine İsrail'de hayatını kaybetti. 11 binden fazla kişi yaralandı. Uluslararası toplum Birleşmiş Milletler (BM) okullarının bile hedef alındığı saldırıları değil çoğu İsrail savunma sistemine takılan roketleri kınamayı tercih etti.
OKULLAR, PAZAR YERLERİ VURULDU
30 Temmuz'da İsrail ikinci kez BM'nin okulunu vurdu. Okuldaki 16 evsiz Gazzeli hayatını kaybetti. Başka bir İsrail bombası da Şecaiye'deki bir pazar yerinde 20 sivili öldürdü. 1 Ağustos'ta 3 günlük ateşkes ilân edildikten 90 dakika sonra bozuldu. Hamas 2 İsrail askerini öldürdü. İsrail Refah'ın güneyine en şiddetli bombardımanı başlattı. 3 Ağustos'ta İsrail üçüncü bir BM okulunu daha vurdu. 10 sivil hayatını kaybetti. BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon, "Bu delilik bitmeli" derken başından beri İsrail'i destekleyip Hamas'ı kınayan ABD de ilk kez İsrail'e karşı sesini yükseltip, BM okulunun vurulmasını "utanç verici" olarak nitelendirdi.
BM'DEKİ SREBRENICA OYLAMASI ERTELENDİ
Yanı sıra Srebrenica için üzgün olanlar, bugün Gazze'ye, Rohingya'ya kulak tıkıyorlar. Sırplar tarafından Srebrenica'da katledilen Boşnakların anılması amacıyla hazırlanan BM Güvenlik Konseyi karar tasarısının oylanması, metin üzerinde mutabakat sağlanamaması nedeniyle yarına kaldı. İngiltere'nin, 1992-95 yılları arasında gerçekleşen Bosna Savaşı'nda Sırplar tarafından Srebrenica'da katledilen 8 bin 372 Boşnak'ın anılması amacıyla hazırladığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) karar tasarısı, metin üzerinde mutabakat sağlanamaması nedeniyle yarına kaldı. İngiltere'nin sunduğu tasarı bugün iki kez ertelenmiş ve saat 15.00'te (TSİ:22.00) oylanacağı duyurulmuştu. Bu ertelemeler sırasında, Srebrenica'da yaşananları soykırım olarak adlandırıp kınayan tasarı metnine Rusya'nın itirazının giderilmeye çalışıldığı öğrenildi.
Yapılan girişimlerden sonuç alınamayınca karar tasarısının oylanması, metin üzerinde mutabakat sağlanamaması nedeniyle yarına ertelendi. Tasarının yarın TSİ 17.00'de oylanması bekleniyor. Tasarının kabul edilebilmesi için 15 üyeli Konsey'de 9 üyenin lehte oy kullanması ve beş daimi üyenin (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere) tasarıyı veto etmemesi gerekiyor. Tasarıda "Srebrenica'da işlenen soykırım ve bu savaşta işlenen kanıtlanmış tüm savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar en sert biçimde kınanır" ifadesi yer alıyor. Kabul edilmesi durumunda BMGK kararıyla da Srebrenica'da soykırım işlendiği kabul edilmiş olacak. Uluslararası Adalet Divanı ve eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, daha önce Srebrenica'da işlenen suçları soykırım olarak nitelendirmişti.
İNGİLTERE: "BU BİR SOYKIRIM"
İngiltere'nin tasarısında, Bosna Hersek'te uzlaşı için Srebrenica'da yaşananların soykırım olarak kabul edilmesinin gerektiği vurgulanarak suçun mahkemeler tarafından nitelendirilen tanımı olan "soykırım" terimini kullanmanın reddinin uzlaşıyı engelleyeceğine işaret ediliyor. Srebrenica'da soykırımın engellemesi konusunda başta BM olmak üzere uluslararası toplumun başarısızlığına değinilen tasarıda, bu tür olayların gelecekte yaşanmaması için önleyici tedbirler alınması gereğine vurgu yapılıyor.
SIRPLAR VE RUSLAR ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR
İngiltere'nin hazırladığı karar tasarısına Rusya'nın soğuk baktığı ve soykırım teriminin kullanılmasına itiraz ettiği belirtiliyor. Tasarının ilk halinin dağıtılmasının ardından Rusya da Srebrenica'dan bahsetmeyen ve daha genel anlatım içeren bir karar tasarısı hazırlayarak üyelere vermişti. Rusya'nın tasarısının oylamaya sunulması beklenmezken, İngiltere'nin tasarısını Rusya'nın veto edebileceği ifade ediliyor. Sırbistan ve Bosnalı Sırplar hem BM Güvenlik Konseyi üyelerine hem de BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'a gönderdikleri mektuplarda, tasarıya karşı görüş bildirmişler ve kabul edilmesi halinde uzlaşıya zarar vereceğini belirtmişlerdi.
SREBRENICA'DA NE OLMUŞTU?
Bosna'daki savaş sırasında, BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenica, 11 Temmuz 1995'te Ratko Miladiç'e bağlı Sırp birlikleri tarafından işgal edildi. İşgal üzerine BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi. Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklardan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda katledildi. Katledilenlerin cenazeleri ülkedeki çeşitli toplu mezarlara gömüldü. Soykırımda katledilenlerin bir kısmının cesedine bugüne kadar hâlâ ulaşılamadı.
ROHINGYA
Bir başka kanayan yara Rohingya. Arakanlı Müslümanların dramı bitmiyor ve dün Srebrenica'da yaşananlar bugün tüm vahşetiyle Rohingya'daki Müslümanlara yaşatılıyor. Aynı dünya Rohingya'yı, görmezden gelmekte ısrarcı.
ERKAM VE ROHINGYA
Erkam, babasının başına tuğlayla vurulup daha sonra bıçakla katledilişini gördüğünde henüz 12 yaşındaydı. Ailesiyle beraber camiden eve dönüyorlardı. Ta ki budist komşunun fırlattığı taş yollarını kesene kadar... Budist komşusu, islamı gündelik hayatta yaşamalarını engellemek ve inançları tırmanışa geçmesini önlemek için bu cinayeti gerçekleştirdi.
Erkam şimdi onsekiz yaşında ve Malezya'da bir nakliye konteynırında yaşamaya çalışıyor. Arakandan diğer yedi tane mülteciyle beraber kaçtı. Malezyaya ulaşmak için bir çok şeyi riske attı. Akıbetinin ne olacağını bilmeden insan tacirlerinin gemilerine bindi. 1100 kişi, aynı gemide aç ve susuz oniki gün boyunca Tayland'a ulaşmaya çalıştı. Yolculuk esnasında en az dört kişinin şartlardan etkilenip öldüğünü ve ulaştıklarında da 1600 dolar ödeme yaptıklarını söylüyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde 25 bin kişi botlara binerek Bengal tarafına ulaşmaya çalıştı. 100 binden fazla insanın da Malezyada olduğu düşünülüyor. 2012 den bu yana 140 bin Arakanlı müslümanın, budistlerin zulmünden kaçtığı düşünülüyor.
İnsan hakları kuruluşları Arakan'daki bu durumdan oldukça umutsuz. Amerikalı bir kuruluş olan Simon-Skjodt Centre of America's Holocaust Memorial Museum, Arakan soykırımını önlemek için bir kampanya başlatmıştı. 8. yüzyılda müslüman ve adı Bağımsız Arakan krallığı olan ve 13. Yüzyıla kadar bölgede egemen bir İslam devleti kuran Arakan, şimdilerde eski adı Burma olan Myanmar'ın 1937'lerde İngilizlerin de desteği ile bölgeyi ele geçirip Budist bir devlet kurulması ile Rohingya olarak adlandırılıyor.
Birleşmiş Milletler, Arakan eyaletinde yaşayan ve nüfusu 1 milyonu bulan Arakan Müslümanlarını, 'dünyanın en çok eziyet gören halkı' olarak kayıtlara geçirmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü de hazırladığı raporda Müslümanlara yönelik 'etnik temizlik yapıldığını' ve 'insanlığa karşı suç işlendiğini'nin altını çizmişti. Devlet Başkanı Thein Sein'in şiddeti teşvik ettiği belirtilen raporda, 9 kasabada Budistlerin Müslümanlara saldırırken güvenlik güçlerinin ya bizzat saldırılara katıldığı ya da hiçbir şey yapmadan olanları izlediği vurgulanmıştı. Kuruluş ayrıca, Arakan'da 9 toplu mezar bulunduğunu da gün yüzüne çıkarmıştı.
Arakan'da 140 bin Rohingyalı kötü koşullardaki kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. Bu kamplarda hareket özgürlükleri olmadığı gibi gıda sıkıntısı çekiyor, eğitim imkanlarından da mahrumlar.
ARAKAN'DA BUDİSTLERİN, MÜSLÜMANLARA KOYDUĞU BAZI YASAKLAR:
1. Bir Müslüman, bir köyden bir köye 'izin almadan gidemez ' İzinsiz giderse, 7 yıl hapis cezasına çarptırılır.
2. Bir Müslüman evlenmek isterse, 500 $ ödeyip başvuracak ve 3 yıl bekleyecek. Uygun görülürse evlenecek.
3. Bir Müslüman, iş bulup çalışamaz. Ama Budist bir vatandaşın tarlasında 'ücretsiz' çalışmak zorundadır.
4. Bir Müslüman motorlu hiçbir araca binemez. Bisiklete binebilir.
5. Bir Müslüman, sahip olduğu tavuk için dahi vergi öder.
6. Bir Müslümanın 'eğitim alması' yasaktır. Arapça bir sayfa, bir kağıt bulunursa bu, onu'hapise' götürür.
7. Bir Müslüman, tahmin edeceğiniz gibi, memur olamaz ve resmi binalara giremez. (Bina pislenir)
8. Bir Budist, bir Müslümanı öldürürse işleme tabi tutulmaz. Öldürmüşse veya tecavüz etmişse veya dövmüşse haklı sebebi vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...