Böyle dost düşman başına

İrfan ÖZFATURA

Eski ABD büyükelçileri Morton Isaac Abramowitz ve Eric Edelman Ekim 2013’te verdikleri “Erdoğan başarısız” raporunun ardından Washington Post’ta yazdıkları makalelerle (23 Ocak 2014) “ABD Erdoğan’a müdahale etmeli” demişlerdi. İşte o yazıdan öne çıkanlar:
Son 10 yıldaki başarıları ne olursa olsun, Erdoğan Türk demokrasisine zarar veriyor. Ve bu Batılı müttefikleri için büyük bir problem olarak görülüyor. Sessiz kalmak, kısa vadeli çıkarlara zarar verir endişesiyle konuşmamak, Türkiye’nin istikrarını riske atar. Erdoğan ordunun siyasi tesirini azalttı, ardından medya ve iş dünyasına yöneldi, şimdi de sıra Fethullah Gülen cemaatine geldi.
Erdoğan, kendisine meydan okunduğu zaman sinmiyor uzlaşmıyor. Aksine üstüne gidiyor, yok etmeye çalışıyor. Ve gerçek olsun, suni olsun bütün krizler ona yarıyor.
Gezi Parkı olayları ve 17 Aralık operasyonuna bel bağlayan büyükelçiler, ilk seçimde AKP’nin oylarının azalacağını iddia etseler de netice ortada.
Seçimle iş başına gelen bir hükümetin alaşağı edilmesini ABD için tenakuz olarak gören yazarlar, ancak Erdoğan’ın söyleminin Türkiye’yi kusurlu bir demokrasiden otokrasiye götürebileceğini ve bunun hem Türk ekonomisine hem de ABD’nin bölgedeki güvenirliğine zarar vereceğini savunuyorlar.
Erdoğan’ın gezi olaylarının arkasında ABD’nin bulunduğu imasının kendilerini zor durumda bıraktığını söyleyen Abramowitz ve Edelman:
“ABD’nin ağırlık koyması durumunda Erdoğan yine haklı çıkacak ve daha fazla taraftar toplayacak. ABD’nin özel görüşmelerde ‘azarlayan makamda’ bulunma hali, Erdoğan’a tesir etmiyor. Sessizliğimiz, Erdoğan’ı cesaretlendiriyor. Artık kararsızlığı bırakmalı ve onun “diktatoryel” eğilimleri ile yüzleşmeliyiz. ABD’nin Türkiye üzerinde tesiri görünenden fazladır. Evet Türkler ABD’ye güvenmezler, ancak onunla bozuşmak da istemezler!”
AL BİR TANE DAHA
Eski Pentagon Sözcüsü ve Yazar ve Danışman Michael Rubin “Türkiye’de Darbe olabilir mi” başlıkla yazısı ile daha net şeyler söylüyor. Makalesine iç karartıcı tasvirlerle başlıyor aklı sıra Türkiye’nin mali yapısından, güvenlik zaaflarından, devlet borçlarından, turizm buhranından bahsettikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolden çıktığını iddia ediyor. Muhaliflerini hapse attığını, sağ ya da sol farkı yapmadan gazeteleri kapattığını, paranoya içinde yaşadığını hatta “ya havadan operasyon düzenlenirse evhamı ile” sarayına uçak savar yerleştirmeyi düşündüğünü belirtiyor.
İktidarının ilk on yılında, hem ABD hem de AB Erdoğan’a destek verdi. Fakat bu durum onun otokratik eğilimlerinin arttığını görmeden önceydi. Eğer Türk ordusu Erdoğan’ı devirir ve yakın adamlarını parmaklıklar arkasına atarsa, bu darbe yapanların yanına mı kalır?

Analiz edilecek olursa, evet. ABD’de seçimlerin yaklaştığı şu dönemde Obama idaresinin darbe liderlerini kınamaktan öteye gitmeyeceği açık, hele bir de demokrasiyi yeniden inşa etmeye söz verirlerse. Ne Cumhuriyetçi ne de Demokrat adaylar ABD’nin prestijini tehlikeye atmaz; yarım ağızla darbeye karşı olduklarını söyler ve yeni rejimle de çalışırlar.
Darbeci liderler de hapisteki gazetecileri, akademisyenleri çıkarır, el konulan gazete ve TV kanallarını iade eder. Ne Türkiye ne de Yunanistan askeri darbeler sonucu NATO üyeliğini kaybetmez, pakt içinde değişen bir şey olmaz.
Avrupa ve Amerikan kamuoyu Erdoğan’ın ve yakın adamlarının idamına sıcak bakmaz. Bunun yerine yargılanmalarını ve uzun süre tutuklu kalmalarını tercih eder.
Burada tahminde bulunmuyorum. Sadece Türkiye’nin karışık durumunu gözler önüne seriyorum. Türk ordusu Abdulfettah Sisi’nin Mısır’da sahneye koyduğu planı benimserse ciddi sonuçları olmayacak.
FOX TV ALKIŞ TUTTU
Misalleri çoğaltabiliriz. Fox Tv’de darbeyi yorumlayan uzmanlar (California Milletvekili Bred Sherman, Texas Milletvekili Michael Mc Coul) ihtilalciler için “iyi insanlar” hatta “bizimkiler” demekten kaçınmadılar. Ta ki işin rengi değişinceye kadar. Bilgileri öyle sathi ve cılızdı ki sadece gülümsendi onlara. Türkiye’yi hava kararınca el ayak çekilen köhne Amerikan kasabaları gibi sanıyorlar.
Zavallılar...