Avrupa’nın planı Türkiyesiz Libya

Avrupa’nın planı Türkiyesiz Libya

DÜNYA Haberleri

Kaddafi sonrası yaşanan iç savaş dönemine kayıtsız kalan Almanya ve İtalya ile birlikte darbeci Hafter’i destekleyen Fransa, Libya’ya ziyaret gerçekleştirdi. Bakanların verdiği mesajlar dikkat çekti…

YILMAZ BİLGEN

Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükûmeti (UMH) güçlerinin başkent Trablus ve çevresini tamamen Hafter milislerinden temizleyerek stratejik Sirte ve Cufra şehirlerini kuşattığı dönem acil ateşkes çağrısı yapan AB ülkeleri, Trablus’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Fransız Jean-Yves Le Drian ve İtalyan Luigi Di Maio’nun ziyaretinde zamanlama ve verilen mesajlar dikkat çekti. Kaddafi sonrası yaşanan iç savaş dönemine kayıtsız kalan Almanya ve İtalya ile birlikte darbeci Hafter’i destekleyen Fransız bakanların ısrarla dile getirdiği yabancı savaşçılar ve farklı askerî unsurlar vurgusu, AB ülkelerinin Türkiye rahatsızlığı olarak yorumlandı. Suriyeli araştırmacı Fuad Durmuş, 2011 ve sonrası dönemde Libya’da yaşananlara canlı şahitlik ettiğini ve verilen mesajların Türkiyesiz Libya hedefini yansıttığını söyledi. Orta Doğu Uzmanı Emrah Kekilli ise “Ziyaretin zamanlama ve mesaj örgüsü anlamsız ve masum değil” diye konuştu.

MENFAAT AMAÇLI KULLANMAK İSTİYORLAR
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, konu ile ilgili gazetemize yaptığı değerlendirmede Libya’nın seçilmiş ve meşru yönetimine karşı isyancı çetelere destek veren ülkelerin gelinen noktada hiçbir şey olmamış gibi mevcut durumdan da en kârlı çıkma gayretinde olduğunu kaydetti. Kekilli “Hafter’e bağlı militanların karargâhlarından Fransız füzeleri çıkmıştı, bunlar hâlâ hafızalarda. Libya’nın geçtiğimiz dönemde istikrarını sarsan güçler sağlanan mevcut ortamı menfaat amaçlı kullanmak istiyor’’ dedi.

TÜRKİYE ULUSLARARASI SÖZLEŞME İLE GELDİ
Emrah Kekilli “Türkiye’nin Libya’daki varlığı BM’nin de yetkilendirdiği meşru otorite ile yapılan anlaşma çerçevesinde gerçekleşti. Taraflar arasında güvenlik ve askerî iş birliği anlaşması yapıldı. Bu anlaşma şayet bitecekse de buna Türk ve Libya makamları karar verir; üçüncü taraflar değil. İsyancı General Hafter’in Trablus’a saldırdığı Nisan 2019 tarihinde BM Genel Sekreteri Trabslus’ta idi. Libya Hükûmetinin çağrısını ve Libya halkının çığlığını hiçbir ülke duymadı. Hafter’in saldırı ve katliamları cılız kınalamalarla geçiştirildi. Türkiye o günlerde bu çağrıya cevap veren tek ülke oldu ve Libya’nın BM nezdinde de tek temsilcisi olan yönetimi ile anlaşarak gayrimeşru güçlere karşı Ulusal Mutabakat Hükûmetine destek verdi. Türkiye’nin Libya’daki varlığı uluslararası meşruiyet çerçevesinde ve yapılan anlaşmalara paralel olarak askeri danışmanlık düzeyindedir’’ diye konuştu.

“YABANCI SAVAŞÇILAR” VURGUSU ÖNEMLİ
Alman, Fransız ve İtalyan Dışişleri Bakanlarının Libya ziyaretinde ısrarla belirttiği yabancı savaşçılar konusuna da değinen Kekilli “Bu durum Avrupalı siyasetçilerin değil Libya Ulusal Birlik yönetiminin perspektifi dâhilinde ele alınmalı. Elbette Libya’nın siyasi, ekonomik ve askeri geleceği açısından bu konu önemli. Ancak 2014 yılından bu yana istikrarı, güvenliği ve ülkenin bütünlüğünü tehdit eden unsurun Hafter ve onun saflarında savaşan paralı askerler olduğu da bilinmeli. Libya’da bir yandan illegal yabancı askerler gerçeği var diğer yanda bu güçlere karşı yardıma çağrılan yabancı unsurlar var. Bu konu tamamen Libya hükûmetinin inisiyatifindedir’’ ifadelerini kullandı. Kekilli ayrıca ülkede sağlanan kısmi istikrara rağmen Başkent Trablus’un hâlen güvende olmadığını ve Hafter tehlikesinin devam ettiğini de sözlerine ekledi.

AVRUPALI BAKANLAR RAHATSIZ
Araştırmacı Fuad Durmuş gazetemize yaptığı açıklamada süreci ve gelinen noktayı şu sözlerle özetledi: ’2014 yılında hem Hafter hem de DEAŞ Libya halkına ve seçilmiş yönetime karşı savaş açtı. Derne, Sirte ve Ecdebiye o dönem DEAŞ’ın belirli oranda kontrolüne geçti. Avrupa ülkeleri bu durumdan rahatsız olmadı. Aynı günlerde Hafter darbe girişiminde bulundu ve başarısız oldu. Ardından Tobruk’a gelip Trablus yönetimine karşı askerî isyan sürecini başlattı. BAE tarafından fonlanan Hafter’in ilk destekçileri Kaddafi yanlısı Libyalılar oldu ve ardından Çad, Nijer, Somali ve Mısır’dan binlerce militan Libya’ya getirilip Hafter’in isyan ordusuna katıldı.
Bu süreçte BAE finansman olarak Hafter’in yanında yer aldı. Fransa uçakları, silah ve cephaneleri ile Hafter’e açık destek verdi. Hafter DEAŞ’a karşı mücadele argümanını kullandı ancak doğrudan Libya ordusunu hedef aldı. İlk saldırdığı nokta da Bingazi oldu. Fransa bu süreçte DEAŞ bahanesiyle Hafter’e kara ve havadan destek verdi ve Bingazi’nin isyancılara geçmesi ile birlikte Bingazi Havaalanı’na yerleşti. Bu süreç 2018 yılında Rusya’nın da dâhil olması ile farklı bir boyut kazandı ve Trablus saldırısı başladı. Tıpkı Suriye örneğinde olduğu gibi DEAŞ resmî bahane ve uluslararası meşruiyet aracı olarak kullanıldı. Savaş ise Libya’nın meşru yönetimine karşı verildi. Fransa, 2011 yılından itibaren Libya’da tek güç olmak istiyor. Rusya’nın dâhil olması bir anlamda Hafter cephesini de böldü ve bu durum Trablus savaşında UMH güçlerinin işine yaradı.

BİNGAZİ BAŞKENT YAPILACAKTI
Avrupalı Dışişleri Bakanları Trablus ziyaretinde Libya’nın imarı, petrolü, askeri ve siyasi yapılanmasında yer almak ve ön alma amaçlı Trablus’a geldi. Bu kapsamda Türkiye’nin varlığından rahatsız oluyorlar. Türkiye’nin etkin desteği ile başkent Trablus son anda işgalden kurtarıldı. Arından Tarhune, Zintan, Sırman, Subrata, Alajilat, Watya Hava Üssü, El-Karyan, Şuveyref, El Sadade, Beni Velid ve El Zintan gibi kritik beldeler Hafter ve destekçilerinden temizlendi. Bu durum başkent Trablus’un ve bir anlamda Libya’nın işgali umutlarını da bitirdi. Rusya, Mısır, BAE ve Avrupalılar bir dönem Hafter’den Bingazi’yi başkent olarak ilan etmesini istediler. Çünkü Kaddafi öncesi dönem Bingazi Libya’nın başkentiydi. Bu yöntemle de BM ve diğer uluslararası arenada Ulusal Mutabakat Hükûmetini by-pass etmeyi hedeflediler. Ancak Türkiye diplomasi alanında da güçlü hamleler yaptı ve bu plan da çöktü.

 

 

 

 

Düzenleyen:  - DÜNYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...